Yaşlılık döneminde bireylerin üstlendikleri roller, düşünceler ve ilişkiler değişmektedir. Bu değişimleri gözlemleyen ve ayak uydurması gereken yapı ilk olarak ailedir.
Yaşlının aile bireyleri ile olan ilişkileri onların diğer bir destek sistemi olan toplum ile bütünleşmesini sağlar. Bu durum da yaşamdan aldıkları doyumun artmasında önemli bir etken sağlamaktadır.
Bir diğer destek sistemi ise toplumdur. Çünkü yeni rollere uyum sağlama ve artan bakım ihtiyaçları nedeniyle yaşlılar, daha fazla desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Başarılı ve sağlam toplum ilişkilerinin kurulması yalnızca yaşlının başarabileceği bir iş değildir.
Destek sistemleri olarak aile ve toplumun bireyin sosyal yaşama katılmasını sağlamak, bireydeki benlik duygusunun dinç kalmasına yardımcı olacaktır. Aynı zamanda genç kuşakların yaşlılık dönemini algılaması açısından, destek sistemlerinin informal ve formal hizmetlerin neler olduğuna yönelik sosyal politikalar geliştirmesi ve yaşam kalitesinin arttırılmasına yönelik çalışmalar uygulaması, kuşaklar arası bir bağ oluşmasını sağlamaktadır.
Nesiller arası iletişimin sağlıklı bir şekilde yürütüldüğü, kuşakların kaynaşıp birbirini dinleyip anladığı toplumsal bütünlüğü oluşturmak ve ilerletmek yaşlının ayrımcılığa maruz kalmadan toplumla kendini bütünleşmiş hissettiği, kendini soyutlama ihtiyacında bulunmadığı aydınlık bir geleceği gözler önüne serecektir.
Bizler sosyal hizmet uzmanları olarak bireyi, aileyi ve toplumu iç içe tutarak “çevresi içinde birey” kavramını önemsemekteyiz. Bireyi tek başına almak yerine çevresi ile olan etkileşimine genelci bir yaklaşım sağlarız.
Böylelikle Ada Bakımevi & Huzurevinde yaşlı misafirlerimiz kaliteli ve değer gören bir yaşam sürerler.